13 Temmuz 2022, 14:24 tarihinde eklendi

TÜRKİYE’DE ZİRAİ MÜCADELE İLAÇLARINA GENEL BİR BAKIŞ

TÜRKİYE’DE ZİRAİ MÜCADELE İLAÇLARINA GENEL BİR BAKIŞ

GİRİŞ

Dünya nüfusunun hızla arttığı, buna karşın tarım alanlarının azaldığı bilinen bir gerçektir. Yakın bir tarihte 6 milyarı geçecek olan dünya nüfusu için uzmanlar dikkat çekmekte, açlık sorununun giderek büyüyen bir sorun olduğunu vurgulamaktadırlar.

Bir zamanlar bilinçsiz olarak yapılan bazı yanlışlıklar, bugün bile bile yapılmaktadır. Erozyon,  yeni yerleşim yerlerinin açılması, fabrikaların verimli tarım alanlarında kurulması, karayolları, demiryolları, havaalanları yapmak için verimli tarım alanlarının  tahrip edildiği bilinen bir gerçektir.          

 Tarım alanları gün geçtikçe azalırken, dünya nüfusunun %40’ı yeterince beslenememekte, her yıl milyonlarca insan açlıktan ölmektedir.

Şekil 1.1 1995 ile 2020 yılları arasında ihtiyaç duyulan üretim ile tahmin edilen tahıl üretimini göstermektedir. Bu şekilden de anlaşılacağı gibi her geçen yıl dünyanın tahıl ihtiyacı artmaktadır. Bu ihtiyaç 2020 yılında 3.4 milyar tona ulaşırken, üretilmesi tahmin edilen miktar ancak 2.7 milyar tona ulaşabilmektedir .    

 

 

 

 
   

Şekil 1.1 1995-2020 yılları arasında dünyanın ihtiyacı olan tahıl üretimi ile tahmin edilen üretim miktarları .

 

Belirtilen gereksinimlerden dolayı; uzmanlar tarım alanlarında birim alandan en yüksek verimi alabilmek için hergün yeni tarım tekniklerini devreye sokmaya, gübreleme, sulama, toprak işleme vb. çalışmalarla tarımda verimi ve kaliteyi arttırmaya çalışmaktadırlar. Ancak verimi arttırıcı bu türlü kültürel faaliyetler, bitkilerde hastalık ve zararlıların artışına sebep olabilmektedir. Bu etmenler hasat öncesinde ve hasat sonrasında yetiştirilen tarım ürünlerine zarar verebilmektedir. Bu zararı giderebilmek amacıyla, hastalık ve zararlılarla mücadelede kimyasal maddelerin kullanımı kaçınılmaz bir gerçektir. Çünkü, tarım ilacı kullanılmadığı taktirde ürün kayıplarının %45-65’e ulaştığı bildirilmektedir. Ülkemizde tarımsal ürünlerin parasal değerinin,  yıllık 30 milyar dolar civarında olduğu ve tarım ilacı kullanılmadığında yaklaşık 20 milyar dolarlık ürün kaybının meydana gelebileceği ifade edilmektedir.

Sonuç olarak birim alandan en yüksek verimi alabilmek, dünyadaki açlıkla mücadele edebilmek ve elde ettiğimiz ürünün önemli bir kısmını hastalık ve zararlılarla paylaşmamak için mutlaka zirai mücadele yapmak zorundayız. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kimyasal mücadeleye alternatif mücadele yöntemleri üzerinde önemle durulmaktadır. Dayanıklı bitkiler yetiştirmek, genler üzerinde yapılacak değişikliklerle ürünlerin hastalık ve zararlılardan  etkilenmemesini sağlamak, biyolojik etmenler kullanmak vb. mücadele yöntemlerini sayabiliriz. Çabuk ve etkili bir şekilde mücadelenin kaçınılmaz silahı olan kimyasallar tüm dünyada ve ülkemizde zirai mücadelede akla gelen ilk yöntem olarak seçildiğinden her yıl tarım ilacı kullanımı artmaktadır.

Hemen hemen tüm hastalık ve zararlı etmenlerine karşı kullanılabilecek ilaçlar mevcut olmasına rağmen, halen tarım ilaçları sektöründe arayışlar hiç durmadan devam etmektedir. Araştırma ve geliştirmeye önem veren büyük tarım ilacı üreticileri sentezleme, formülasyon, biyolojik deneme, çevresel etkiye yönelik araştırma, geliştirme çalışmalarına milyonlarca dolar para harcamaktadırlar.  Her geçen gün yeni sentezlenen maddeler preparat halinde piyasaya çıkarken, bir taraftan da yeni arayışlar aşağıda belirtilen gereksinimlerden dolayı devam etmektedir.

 

  1. Mevcut kullanılan ilaçlara karşı hastalık ve zararlılarda oluşan direnci kırabilmek,
  2. İnsan ve çevre sağlığına daha az zararlı olabilecek maddeleri geliştirmek,
  3. Kullanımı daha kolay, daha ucuz olan maddeleri geliştirmek,
  4. O güne kadar kimyasal savaşım yöntemi olmayan hastalık ve zararlılara karşı kullanılabilecek ilaçları bulabilmek.

Son zamanlarda insan ve çevre sağlığına karşı toplum bilincinin uyanması, ilaçlarda daha fazla toksikolojik çalışmaların yapılmasına sebep olmuştur. Sentezlenen herhangi bir kimyasal bir çok toksikolojik çalışmadan geçirilmeden ruhsatlandırılmamaktadır. Ayrıca eskiden sentezlenerek, bitki koruma ilacı olarak kullanılmakta olan bir çok preparat üzerinde de formülasyon çalışmaları yapılmakta, yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı da formülasyonlarda iyileştirmelere gidilmekte ve tarım ilaçları piyasasında her geçen gün yeni formülasyonlar ile karşılaşılmaktadır.

 

TANIMLAR

 

A) Pestisit:  Zararlı olarak bilinen; böcek, akar, nematod, fungus, bakteri, fare gibi canlıların zararının önlenmesi, yok edilmesi, uzaklaştırılması ya da zararının azaltılmasını sağlayan madde veya madde karışımları ile  bitki gelişim düzenleyicileri, yaprak dökücü, yaprak kurutucu madde veya maddeler karışımıdır.

FAO’ya göre pestisit; istenmeyen bitki ve canlıları kontrol altında tutmak veya önlemek için kullanılan maddelerle; bitki büyümesini ayarlayıcı yaprak dökülmesini sağlayıcı (defoliant) ve rutubet alıcı (desikant) olan madde veya maddeler karışımıdır.

 

B) Pestisit Formülasyonu: Zararlıları daha etkili, daha ekonomik, insan ve çevre sağlığına daha az zararlı olacak şekilde kontrol etmek için biyolojik etkinliği olan bir veya birkaç maddenin yardımcı maddelerle yapılan fiziksel karışımıdır.

 

C) Aktif Madde: Pestisit ve benzeri maddeler içinde bulunan, hastalık, zararlı ve diğer etmenler üzerine biyolojik etki yapan maddedir .

 

D)Yardımcı Madde: Bir pestisit içerisinde etkili madde dışında kalan bütün maddeler yardımcı madde olarak tanımlanırlar. Etkili maddenin kullanıma hazır preparat haline gelebilmesi için formülasyona konulan maddelerdir. Bu maddeler hem ilaç imalatını  hem de ilacın taşınmasından uygulanmasına kadar bir çok işlemi kolaylaştırır.

   

 

 

 TÜRKİYE’DE ZİRAİ MÜCADELE İLAÇLARINA GENEL BİR BAKIŞ

 

  1. Ruhsatlı Tarım İlaçları:

Türkiye’de ruhsatlı tarım ilacı sayısı preparat  olarak, 1998 yılı itibarı ile 1.846 adettir. 2009 Mart sonu itibariyle 318 adet aktif maddeye ait 4.050 adet bitki koruma ürünü bulunmaktadır. Her yıl yaklaşık olarak 150 adet ilaç ruhsat almaktadır. Bu ilaçların kullanım alanlarına göre gruplara  dağılımı Tablo 3.1 ve şekil 3.1’de verilmektedir. Bu tablo incelendiğinde, insektisitlerin 1. sırada yer aldığı ve bunu sırasıyla fungisitlerin ve herbisitlerin izlediği görülmektedir.

 

Tablo 3.1. Türkiye’de ruhsatlı  pestisitlerin  kullanım gruplarına göre dağılımı.

 

RUHSATLI PESTİSİTLER KULLANIM GRUPLARI

ADET

İnsektisitler

738

Fungisitler

433

Herbisitler

320

Akarisitler

94

Fumigantlar, Nematositler ve Toprak Fumigantları

55

Kış Mücadele İlaçları ve Yazlık Yağlar

23

Rodentisitler ve Mollusitler

17

Diğerleri

166

TOPLAM

1.846

Şekil 3.1. Pestisitlerin kullanım gruplarına göre dağılımı

 

  1. Kullanılan Formülasyon Tipleri

Ülkemizde ruhsatlı olan tarım ilaçlarının formülasyonlarına göre dağılımı Tablo 3.2’de verilmektedir. Tablo 3.2’incelendiğinde EC (Emülsiyon konsantre) ilaçların birinci sırada olduğu, WP (Islanabilir Toz formülasyonların) da bunu izlediği görülmektedir. Yurt dışında çevreye riski nedeniyle kullanımı sınırlandırılan toz ilaçların ise 3. Sırada yer aldığı ve yine solüsyonların kullanıldığı anlaşılmaktadır.

 

 

 

Tablo 3.2. Türkiye’de ruhsatlı tarım ilaçlarının formülasyonlarına göre dağılımı.*

FORMÜLASYONLAR

ADET

Emülsiyon Konsantre (EC)

748

Islanabilir Toz (WP)

501

Toz (DUST)

173

Solüsyon Konsantre (SL)

158

Süspansiyon Konsantre (SC)

87

Çok Düşük Hacimli Sıvı (ULV)

42

Suda Çözünebilir Toz (SP)

39

Islanabilir Granül (WG)

30

Granül (GR)

28

Tohuma Uygulanan Akıcı Konsantre (FS)

7

Suda Yağ Emülsiyonu (EW)

5

Kapsül Süspansiyon (CS)

4

Diğerleri

28

*A.Z.M.M.A.E., Mücadele İlaçları Bölümü Kayıtları, 1999.

 

            C)        Üretim ve Üretilen Formülasyon Tipleri

Türkiye’de pestisit üreten firmalar ve üretim kapasiteleri ile ürettikleri formülasyon tipleri Tablo 3. 3’de verilmektedir.

 

Tablo 3.3. Türkiye’de pestisit üretimi yapan firmalar ve üretim kapasiteleri ile ürettikleri formülasyon tipleri.* (Ton/Yıl)

FİRMA ADI

TOZ-WP

GRANÜL

SIVI

BGD

TOPLAM

HEKTAŞ

18.000

-

33.000

-

51.000

KORUMA

24.000

-

48.000

-

72.000

ATABAY

-

-

42.800

-

42.800

AGRO-SAN

12.500

-

25.000

-

37.500

BAYER

5.400

900

9.000

-

15.300

HOECHST

500

-

5.000

-

5.500

MİDİLTİPİ

4.000

-

5.700

-

9.700

YAZICIOĞLU

3.600

-

-

-

3.600

NOVARTİS

1.500

-

7.000

-

8.500

KALKAVAN

-

-

7.000

-

7.000

POLİSAN

-

-

1.500

-

1.500

HENDEK

-

-

5.000

-

5.00

TARIMSAN

100

-

16.000

-

16.100

TAKIMSAN

8.000

-

5.000

-

13.000

ÜR-PA

-

-

7.500

-

7.500

BP

-

-

6.000

-

6.000

PLANTAFARMA

800

-

2.000

-

2.800

İLTERİŞ

200

-

2.000

-

2.200

SÖNMEZ

-

-

750

-

750

TZDK

2000

-

-

-

2.000

ÇUTAMKO

-

-

4.500

-

4.500

RABAK

3.000

-

-

-

3.000

ETİBANK

20.000

-

-

-

20.000

ÖZDİL

450

-

-

-

450

FERTİL

-

-

-

600

600

KLOR ALKALİ

-

-

44.500

-

4.500

SERA

-

-

-

50

50

FARMATEK

-

-

-

50

50

TARIM MER.

-

-

-

120

120

TOYASİS

-

-

-

1.250

1.250

İMPA

-

-

1.200

-

1.200

IŞIK KİM

-

-

3

-

3

JEST MAK.

1.000

-

-

-

1.000

KELAS

-

-

-

225

225

KÖSEOĞLU

25.000

-

-

-

25.000

SEHA

-

-

-

100

100

MASS

600

-

-

-

600

BİOTAR

-

-

-

0.5

0.5

DELTA

-

-

-

750

750

EGE TEK

2.000

-

-

-

2.000

TAŞKIN

-

-

-

450

450

GENTA

400

-

-

-

400

POLİTAR

-

-

-

50

50

AYDIN KİM.

-

-

150

-

150

KOYUNCULAR

-

-

-

600

600

KARSLIOĞLU

1.000

-

-

-

1.000

AGREVO

-

-

3.000

-

3.000

ARTEMİS

-

-

200

-

200

ATILGAN

-

-

1.000

-

1.000

DÜZEY KİMYA

3.500

-

-

-

3.500

İZMİR KİMYA

-

-

6

-

6

KEMİTO

-

-

4

-

4

KİMYAGERLER

-

-

11

-

11

MAKROSAN

-

-

15

-

15

ANADOLU GÜB.

3.000

-

-

-

3.000

ÖDÜL

-

-

1.800

-

1.800

ÖZPA

-

-

-

40

40

DOĞAL

-

-

300

-

300

AKINCI KİM.

0.15

-

0.8

0.075

0.350

KÖYTAR

-

-

-

1

1

POLİMENT

-

-

3.700

 

3.700

ÇAĞ TARIM

-

-

40

 

40

HACETTEPE

-

-

240

 

240

KİMPES

9.600

-

-

 

9.600

ETİ KİMYA

18.000

-

-

 

18.000

TARIMSAN

 

-

-

100

100

SETAR

 

-

-

4

4

ARI KİMYA

 

-

-

2.5

2.5

TOPLAM

158.150.15

900

258.988.45

5.025

422.412.35

*Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü Kayıtları, 1999.

 

            Tablonun incelenmesinden de anlaşılacağı gibi Türkiye’de üretilen pestisitler formülasyon açısından, daha çok konvensiyonel  tipteki formülasyonları kapsamaktadır.

            Özel firmaların tarım ilaçlarındaki çalışmalarının yanında Ankara Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü bünyesinde Mücadele İlaçları Bölümünde de pestisitlerin kalite kontrolleri çalışmaları dışında, formülasyona ilişkin araştırmalar yapılmıştır.

            Ülkemizde tarım ilaçlarının kalite kontrollerine yönelik ve kalıntı çalışmalarını projeli olarak yürüten Mücadele İlaçları Bölümünün yapmakta olduğu çalışmalar şu şekildedir.

  1. Ruhsat almak üzere başvurusu yapılan ilaçların, ruhsata esas analizlerinin yapılması,
  2. Piyasa kontrolleri ile mevcut ruhsatlı ilaçların bayi, depo, fabrika gibi yerlerden örnekleme yöntemine göre alınarak, kalite kontrollerinin yapılması,
  3. Mübayaa yapılan ilaçların, yani bazı kamu ve özel kuruluşların toplu ilaç alımlarında kalite kontrollerinin yapılması,
  4. Bozukluğundan şüphe duyulan, kullanıcıların etkisizliğinden şikayetçi olduğu ilaçların kalite kontrollerinin yapılması bu bölümün yaptığı işleri oluşturmaktadır.

           

 DÜNYADA MEVCUT FORMÜLASYON TİPLERİ

 

Dünyada ruhsatlı yaklaşık 1500 adet aktif maddeye ait formülasyon tipi ve kodları Tablo 4.1’de verilmektedir. Bu tabloda  sadece temel formülasyonlar gösterilmiştir. Ancak bu tabloda yer almayan bir çok ara formülasyon da bulunmaktadır ( FAO).

 

Tablo 4.1. Dünyada mevcut formülasyon tipleri ve kodları

 

 

AB

Dane Yem Formülasyonlar

AE

Aerosol

AP

Diğer Tozlar

AL

Diğer sıvılar

BB

Blok Yem

BR

Briket

CB

Konsantre Yem

CG

Kapsüllenmiş granül

CS

Kapsül Süspansiyon

DC

Suda Dağılabilir Sıvı

DP

Toz

DS

Kuru Tohum İlacı

EC

Emülsiyon Konsantre

ED

Elektrodynamik Sıvı

ES

Tohuma Uygulanan Emülsiyonlar

EW

Suda Yağ Emülsiyonu

FS

Tohuma Uygulanan Akıcı Konsantre

FU

Fumigant

FW

Duman Çıkartan Pellet

GA

Gas

GB

Granül Yem

GE

Gas Üreten

GL

Emülsiye Olabilen Jel

GR

Granül

GS

Gres

GW

Suda Çözünebilen Jel

HN

Sıcak Sisleme

KN

Soğuk Sisleme

LS

Tohuma Uygulanan Solüsyon

OF

Yağda Seyreltilen Akıcı Konsantre

PB

Plaka Yem

PA

Pasta

SC

Akıcı Konsantre (Süspansiyon Konsantre)

SG

Suda Çözünen Granül

SL

Solüsyon

SP

Suda Çözünen Toz

SS

Tohuma Uygulanan Suda Çözünen Toz

SU

Çok Düşük Hacimli Süspansiyon

TB

Tablet

UL

Ulv

WG

Suda Dağılabilen Granül

WP

Islanabilir Toz

WS

Tohuma Uygulanan Suda Dağılan Toz

WT

Suda Çözünen Tablet

 

            Tabloda belirtilen 44 adet temel formülasyon tipi olmasına rağmen kullanımları  açısından yapılan  değerlendirmede (Şekil 4.1.); %42 EC, %17 WP, %10 SL, %10 GR, %8 SC, %4 WG ve %9 diğerleri şeklinde bir kullanım göze çarpmaktadır .

 

\s
Şekil 4.1. Kullanım sıklıkları açısından dünyadaki formülasyon tiplerinin durumu.

            Dünyadaki 1500  adet aktif maddenin yaklaşık 420 adedi Türkiye’de kullanılmaktadır. Ortak kullandığımız 420  adet aktif maddenin dünyada mevcut  752 adet formülasyonu varken bu sayı bizde 379   adettir .

 

FORMÜLASYON TİPLERİ VE ÖZELLİKLERİ

 

 EC (=Emülsiyon Konsantre)

EC formülasyonlarda aktif maddenin çözünebilmesi için organik solventler kullanılır. Çözücü olarak kullanılan solventin ve aktif maddenin hidrofob özelliğinden dolayı su ile karışmazlar. Su ile karışımlarını sağlayabilmek için emülgatör denilen madde veya maddeler ilave edilir. Ülkemizde ruhsatlı pestisitlerin yaklaşık %40’ı bu formülasyon tipindedir.

 

AVANTAJLARI

DEZAVANTAJLARI

1-Uygulanan yüzey üzerinde ilaç solüsyonunun yayılması, aktif maddenin penetrasyon/taşınmasındaki artış sebebiyle daha yüksek biyolojik etkinlik göstermetedir.

1-Kolay alev alabildiklerinden, özel taşınma ve depolama imkanlarını gerektirmektedir.

2-Kullanım anında su ile kolayca seyreltilebilir ve homojen ilaç solüsyonları oluşturulabilir.

2-Gerek solventten veya yüzey gerilim maddeleri ile karışımlarından dolayı fitotoksisiteye neden olabilmektedir

3-İki veya daha fazla aktif maddenin,  kimyasal veya biyolojik etkileşim olmaksızın uygun bir solvent sisteminde aynı EC preparatının içinde karışabilirliği söz konusudur.

3-Bazı solventlere  geçirgen olan bazı  plastik  ambalajlar açısından pahalılığı söz konusudur.

 

4-Solventlerin uçucu oluşu  sonucu  çevreye zararı verebilir.

 

             WP (=Islanabilir Toz)

Yeterli çözünürlüğü  olmayan ve dolayısıyla   Emülsiyon  veya Solüsyon Konsantre şeklinde formüle edilemeyen katı aktif maddeler için geliştirilen; katı taşıyıcılar, dağılmayı ve ıslanmayı kolaylaştıran maddeler içeren bir formülasyon şeklidir. Ülkemizde ruhsatlı pestisitlerin yaklaşık %27’si bu formülasyon tipindedir.

AVANTAJLARI

DEZAVANTAJLARI

 

1-% 95 veya daha yüksek  oranda aktif madde içermektedir.

1-Toz halde olduğundan hem imalat hem de uygulamacıya emniyet açısından problemler söz konusudur.

 

2-İmalatı ve ambalajı kısmen kolay ve ucuzdur.

2-Seyreltme esnasında zayıf dağılım özelliği gösterdiklerinden, uygulamadan önce ön bir bulamaç yapma zorunluluğu vardır.

 

 

3-Depolama esnasında kekleşme ihtimali söz konusudur.

 

 

4-Karışım olarak kullanılması halinde, EC formülasyonlarla zayıf tutunma özelliği göstermektedir.

 
 

 

 SL (=Solüsyonlar)

Suda çözünebilen aktif madde ihtiva ederler. Aktif maddenin doğal yapısı nedeniyle veya bazı kimyasal reaksiyonlarla su ile karışabilmektedirler. EC formülasyonlardan farklı olarak bunlar bünyelerinde organik solvent, emülgatör bulundurmazlar. Ülkemizde ruhsatlı pestisitlerin yaklaşık %9’u bu formülasyon tipindedir.

 

AVANTAJLARI

DEZAVANTAJLARI

1-Alev almadıklarından taşınmaları ve depolanmaları kolaydır.

1-Bazı formülasyonlarında düşük aktif madde ihtiva ederler.

2-Solvent içermediklerinden fitotoksisite riskleri azdır.

2-Bünyelerinde su içerdiklerinden soğuk ortamlarda depolanmaları sorun yaratabilmektedir.

3-Yüzey gerilim maddeleri içermediklerinden veya çok az içerdiğinden nedeniyle daha ucuza üretilebilmektedir.

3-Bazılarında bulunan tuz solüsyonları  aşınmaya ve irritasyona sebep olabilmektedir.

4-Bir çok çeşit ambalaj materyali ile kolayca paketlenebilmektedir.

 

 

DUST (=Toz ilaçlar)

Çok ince öğütülmüş, doğrudan kullanıma hazır ilaçlardır. %1-10 arasında aktif madde ihtiva ederler. Aktif maddenin dışında kalan kısım ilacın büyük bir kısmını oluşturduğu için imalatında bu maddelerin özenle seçilmesi gerekmektedir. Ülkemizde ruhsatlı pestisitlerin yaklaşık %9’u bu formülasyon tipindedir.

AVANTAJLARI

DEZAVANTAJLARI

1-Su bulunmayan alanlarda kullanılabilme kolaylığı vardır.

1-Uygulamaya hazırlama ve uygulama esnasında tozuması sebebiyle, uygulayıcıya ve çevreye olumsuz etkileri vardır.

2-Ucuzdur.

2-İlaç zerrelerinin istenilen büyüklüklerde olmaması halinde istenilen biyolojik etki alınamamaktadır.

 

3-Hafif bir rüzgarla bile başka yerlere sürüklenmeleri söz konusudur.

 

4-Uygulamaları için özel alet gerektirirler

 

5-İlaç zerrelerinin istenilenden küçük olması halinde ilaçlama aletine sıvaşması söz konusu olabilmektedir.

 

6-Ambalajdan boşaltılması zordur ve ambalajın yüzeyine bulaşarak kirlilik oluşturur.

 

7-Aktif madde miktarının az olması nedeniyle taşımada ve depolamada sorunlar yaratmaktadır.

 

8-Özellikle bu formülasyonda üretilmiş olan herbisitler uygulama esnasında rüzgarla sürüklenip, kültür bitkilerine zarar verebilirler.

 

Yukarıda belirtilen  konvansiyonel formülasyonların olumsuz yönlerinin ortadan kaldırılmasını amaçlayan,  yeni formülasyon tipleri kullanıma girmiştir.

 

SC (Süspansiyon Konsantre  = Akıcı Konsantre)

 

Sulu bir ortamda aktif maddenin dağılımını ve karışımını sağlayan maddelerle kombine edilerek üretilen formülasyonlardır. Bu formülasyon tipi EC – WP arasında bir formülasyondur. Ortalama partikül büyüklüğü 1-2 mikrometre arasındadır. Bu formülasyon tipinde üretim için kullanılacak aktif maddenin taşıyıcı ortamda çözünürlüğünün az olması, 800C’nin üzerinde bir kaynama noktasına sahip olması ve taşıyıcı ortamda stabil kalması gerekmektedir.

Ülkemizde ruhsatlı pestisitlerin yaklaşık %5’i bu formülasyon tipindedir. Ayrıca son 5 yılda ruhsat almak için başvuruda bulunan 706 adet ilacın 51 adedi bu formülasyon tipine aittir.

 

AVANTAJLARI

DEZAVANTAJLARI

1-Bitki yüzeyinde iyi bir örtü oluştururlar ve uzun süre bitki yüzeyinde kalırlar.

1-Soğuk şartlarda depolama sorunları olabilmektedir.

2-WP’lere kıyasla yağmurdan sonra etkinliklerini daha uzun süre sürdürürler.

2-Bazı aktif maddeler uzun süreli depolamalarda sulu ortamlarda uzun süre stabilitesini muhafaza edememektedirler, uzun süreli depolamalarda fazlara ayrılma eğilimi gösterirler.

3-Süspansiyon kabiliyetleri  daha iyidir ve bu özelliklerini uzun süre korurlar.

3- Diğer sıvı formülasyonlara göre (EC, SL) geliştirilmeleri ve üretimleri daha pahalıdır.

4-Tozuma ve rüzgarla dağılma olmadığından uygulayıcı için güvenlidirler.

 

5-Solvent içermediklerinden uygulayıcı ve bitkiler daha az etkilenirler.

 

6-Diğer bazı sıvı ilaçlarda olduğu gibi seyreltmede kullanılan suyun sertlik derecesine bağlı olarak  değişim göstermezler.

 

7-Ölçümleri ve doz ayarlamaları kolaydır.

 

8-Bazılarının aktif madde oranı yüksektir.

 

 

 

WG  (=Islanabilir Granül)
            Islanabilir toz formülasyonların mekanizmasına benzer bir mekanizma ile üretilmiştir. Bunlar bünyelerinde aktif madde dışında; su ile ıslanabilmesini sağlayan maddeler, suda dağılımını sağlayan maddeler, zerrelerin tutunmasını sağlayan maddeler ile su ile seyreltilmeleri esnasında granülün kolayca dağılmasını sağlayan maddeler bulundururlar. Kuru Akışkanlar olarak da bilinen (DF) içi boş ve iç yüzeyleri gözenekli, yaklaşık 0.1mm çapında bir  büyüklüğe sahip granüllerdir. Suda hızlı bir şekilde dağılım gösterirler ve suda ıslanabilir tozların (WP) oluşturduğu bulamaca benzer bir bulamaç oluştururlar.

Ülkemizde ruhsatlı pestisitlerin yaklaşık %2’si bu formülasyon tipindedir.

 

AVANVTAJLARI

DEZAVANTAJLARI

1-Kolay ve güvenli kullanım, yuvarlak ve pürüzsüz yapıları nedeniyle deriye veya elbise üzerine dökülse bile tutunamayıp hemen düşerler.

1-Üretimleri esnasında fazla işlemi gerektirirler, yapısına giren maddeler WP ilaçlara göre daha fazla olduğundan maliyetleri daha yüksektir.

2-WP ilaçlara göre daha yüksek fiziksel özelliklere sahiptirler

 

3-Paketlerinden boşaltılmaları kolaydır.

 

5-Boşaltıldıktan sonra ambalajda ilaç artığının bulundurmazlar.

 

6-Uzun süreli depolamalarda bile özelliklerini bozulmadan koruyabilirler.

 

 

5.7. EW  (=Suda Yağ Emülsiyonları)

Emülsiyon konsantre ilaçların aksine bünyelerinde tamamen veya bir miktar su bulunduran formülasyonlardır. EW’ler  mikro emülsiyonlarla makro emülsiyonlar arasında bir formülasyon tipidir. Mikro emülsiyonlar su ile seyreltildiklerinde berrak, makro emülsiyonlar su ile seyreltildiklerinde süt rengini alırlar. Sulu ortamdaki yağ damlacıkları mekaniksel olarak küçültülmüş ve uzun süre stabil kalabilmeleri  ve yüzey gerilimini azaltmak için birtakım kimyasallar ilave edilmiştir.

Ülkemizde ruhsatlı pestisitlerin yaklaşık %0.3’ü bu formülasyon tipindedir.

 

AVANTAJLARI

DEZAVANTAJLARI

1-Su bazlı formülasyonlardır.

1-Geliştirilmeleri ve üretimleri daha zordur.

2-Hiç alev almazlar veya çok yüksek sıcaklıklarda alev alırlar, bu da taşınmalarında ve depolanmalarında kolaylıklar sağlar.

2-Düşük oranda aktif madde içermeleri bazen bir sorun olabilir.

3-Paketlenmeleri kolaydır ve özel bir ambalaj gerektirmezler.

 

4-EC formülasyonlara göre çok az solvent içerirler.

 

5-Ölçülmeleri ve su ile karıştırılmaları kolaydır.

 

 

 SE  (Süspansiyon Emülsiyonlar = Süspoemülsiyon)

 

Bu formülasyon tipi süspansiyon (SC) konsantre formülasyonlar ile (EW) suda yağ emülsiyonların kombinasyonundan oluşan bir formülasyon tipidir. Bu formülasyon tipi geliştirilirken özellikle bir ilaçlama ile birden çok zararlının kontrol altına alınması hedeflenmiştir . Bu sebeple de fiziksel, kimyasal ve biyolojik uyum içerisinde olan birden fazla aktif madde bu formülasyonda kullanılabilmektedir.

Ülkemizde ruhsatlı pestisitler içerisinde, bu formülasyona ait preparat bulunmamaktadır.

 

AVANTAJLARI

DEZAVANTAJLARI

1- Su bazlıdırlar

1-Geliştirilmeleri ve üretimleri zordur.

2-Çok yüksek derecelerde alev alabilirler veya alev almazlar, bu yüzden de taşınmaları ve depolanmaları kolaydır.

2-Üretim esnasında uzun yöntem gerektirmesi nedeniyle maliyeti yüksek olmaktadır.

3-Paketlenmeleri nispeten kolaydır.

3-Pahalıdırlar.

4-İlaç karışım halinde üretildiğinden ayrıca ilaç karışımına gerek duyulmaz.

 

5-Bir ilaçlama ile birden fazla zararlı kontrol altına alınabilmektedir. Bu da zamandan ve paradan tasarrufu sağlamaktadır.

 

 

ME (=MİKRO EMÜLSİYONLAR)

 

Bu formülasyon tipi suda yağ emülsiyonlarının özel bir formudur. Sulu bir ortamda oldukça küçük yağ damlacıkları şeklindedir. Kolaylıkla ışığı geçirebilir, berrak  görünümleri vardır.

Ülkemizde ruhsatlı pestisitler içerisinde, bu formülasyona ait preparat bulunmamaktadır.

 

AVANTAJLARI

DEZAVANTAJLARI

1-Su bazlıdırlar

1-Makroemülsiyonlara göre daha pahalıdır.

2-Alev alma derecelerinin çok yüksek olması veya alev almamaları nedeniyle taşınmaları ve depolanmaları kolaydır.

2-Konvansiyonel Emülsiyon Konsantrelere oranla daha az aktif madde içerirler.

3-Paketlenmeleri kolaydır, özel ambalaja gereksinim yoktur.

 

4-Genellikle yüksek biyolojik aktivite gösterirler.

 

5-Özellikle SL formülasyonlarla karışım halinde kullanılabilmektedirler.

 

 

CS  (KAPSÜL SÜSPANSİYON = MİKROENKAPSÜLASYON)

 

Bu formülasyonlar sıvı damlacıkları veya katı aktif madde parçacıklarının genellikle polivinil veya diğer materyallerle kaplanarak yuvarlak şekilde parçacıklar haline dönüştürülmesi ile elde edilirler. Genellikle kapsül büyüklükleri birkaç mikron ile 5 mm arasında değişmektedir. Ancak gerçek mikrokapsüller maksimum 200 mikrometre çapındaki parçacıklardır. Kapsül şeklindeki formülasyonlara, etkili maddenin toksisitesini, uçuculuğunu ve parlama özelliğini azaltabilmek amacıyla başvurulmaktadır. Etkili maddeyi kuşatan zarf materyali değişik oranlarda kırılarak ilacı yavaş yavaş serbest bırakır, dolayısıyla uçuculuğu yüksek bir ilacın ömrü birkaç dakikadan birkaç güne kadar uzayabilir. Bu zarf materyalinin seçiminde, materyalinin etkili maddeyle kimyasal reaksiyona girmemesine, nem veya toprak mikroorganizması gibi çevre faktörlerinin etkisiyle kontrollü şekilde çözünmesine veya dağılmasına dikkat edilmelidir. Ayrıca, uygulamadan sonra kapsül aktif maddenin  yavaş bir şekilde terk etmesine müsaade edebilmeli ve konsantre halde iken de aktif maddenin kapsülden kaybına mani olacak bir yapıda olmalıdır .

Yeterli miktarda su ile seyreltilerek kullanılırlar. Uygulamada, kapsülün çevresindeki su buharlaşır, kapsül içindeki aktif madde kapsül duvarına difüze olur ve dış yüzeyde ince konsantre bir film tabakası oluşur. En dış yüzeydeki pestisit tabakası kırıldığında, duvardan difüzyon yolu ile ilave aktif madde gelerek onun yerini alır. Bu yavaş difüzyon işlemi sonucu, hedef zararlıya etkili olabilecek düzeyde sürekli rezidü oluşturabilir.

Aktif maddenin polimer bir yapı ile kaplanmış olması, onun ısı, güneş ışığı, nem gibi etkiler altında kalarak dekompoze olmasını engeller. Ayrıca kullanıcıları ve çevreyi de aktif madde ile direkt temastan korur. Ferizli ve ark. ( 1996 ) tarafından  da mikroenkapsüllerin memelilerin sindirim sistemine girdiğinde ,kapsüllerin aktif maddeyi sızdırmadan sindirim kanalından atılacak şekilde üretilmiş olduğu; bu açıdan bu formülasyonun memelilerde ağız ve temas yoluyla çok düşük toksisiteye yol açacağı bildirilmektedir.

Ülkemizde ruhsatlı pestisitlerin yaklaşık %0.2’si bu formülasyon tipindedir.

 

AVANTAJLARI

DEZAVANTAJLARI

1-Aktif maddenin kalıntı etkisi daha uzundur.

1-Üretimleri, dolayısıyla da fiyatları pahalıdır.

2-Aktif maddenin çevreye olan olumsuz etkileri azaltılmıştır.

2-Her aktif madde bu formülasyon tipine uygun değildir.

3-Uçuculuğu fazla olan aktif maddelerin kontrollü salınmaları nedeniyle bu özellikleri sınırlanmaktadır.

 

4-Yer altı sularına bulaşma riski azaltılmıştır.

 

5-Su bazlıdır.

 

6-Kullanılan aktif madde oranı azaltılmıştır.

 

7-Alev alma derecelerinin çok yüksek olması veya alev almamaları nedeniyle taşınmaları ve depolanmaları kolaydır.

 

 

Buraya kadar olan açıklamalardan üzere, her yeni geliştirilen formülasyon tipinin avantaj ve dezavantajları mevcuttur. Ancak uygulayıcının ve çevrenin tarım ilaçlarından en az düzeyde etkilenmesi için formülasyonların olumsuz yönlerinin ortadan kaldırılması hedeflenmekte, sonuçta uygulayıcıyı ve çevreyi ilaçla direkt temastan koruyucu yöndeki eğilimler gelecek yönelimleri oluşturmaktadır.

             

 SONUÇLAR

 

            Görüleceği üzere, Dünya’da konvansiyonel formülasyonların olumsuz yönlerinin giderilmesi amacıyla, araştırma aşamasından pazara sunuluncaya kadar ki döneme kadar ilaç şirketlerince  milyonlarca dolar para harcanarak yeni teknoloji ürünü olan pek çok formülasyon tipi geliştirilmektedir. Bu formülasyonlar geliştirilirken  de aşağıda maddeler halinde belirtilen pestisitlerden beklenilen faydaları;

 

            3Maksimum biyolojik etki,

            3Ürün seçiciliği,

            3En son kullanım aşamasında gelmiş ve kullanıcı tarafından kolayca uygulanabilir,

            3Uygulayıcılar ve üretimde çalışanlar için maksimum güvenlik,

            3Çevre güvenliği,      

            3Pestisit üreticisi ve onu satın alan için, kabul edilebilir bir fiyatı,

maksimum düzeyde yerine getirmek zorundadır.

            Bu seminer notunda her ne kadar çok sayıda farklı formülasyon tipi görülüyor ise de Ülkemiz koşullarında halen konvansiyonel formülasyon tipleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle çevre bilincinin geliştiği günümüz koşullarında geliştirilen yeni formülasyon tiplerinin  de uygulamaya girebilmesi ancak üreticilerin eğitim yönüyle bilinçlendirilmesi ile mümkün olabilecektir.

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *